25 Haziran 2008 Çarşamba

14. MAHMUTOĞULLARI (SARI HASAN)

Köyün 14 no’lu hanesinde kaydı görülen Mahmutoğlu Hasan’ın nüfus kaydında pek fazla bilgi görünmüyor. 1259 (1843) doğumlu olan Hasan’ın, Sarı Hasan olarak tanındığını yaşlılardan öğrendik.

Mevlüt ve Mehmet Ali adlarında iki çocuğunun kaydında, Mehmet Ali’nin Seferberlik sırasında askere alındığı ve bir daha geri dönemediği, bu nedenle nüfus kaydına “umumi harp gaibi” şerhinin düşüldüğü; Mevlüt’ün ise evlenmeden öldüğü görülüyor.

Ancak köydeki yaşlıların anlattıklarına göre, Sarı Hasan’ın Hatice ve Sündüs adında iki kızının bulunduğu söyleniyor. Bu hanede Mahmut’un karısı olarak görünen Fatma, Azizoğulları’ndan Mercan’ın karısı olarak da görülmektedir. Yine bu hanede Sündüs ve Hatice adını görüyoruz. Bunların babalarının adı Mercan, analarının adı da Fatma olarak görülüyor. Hatice ve Sündüs’ün, Türkeli kazası dahilinde bulunan Gürcü köylerine gelin gittikleri anlatılıyor.

Hamidiye Köyü’nde Şentürk soyadını taşıyan ailenin, Türkeli nüfusuna kayıtlı olması nedeniyle, aile şeceresi ile ilgili bir çizelge çıkarmak mümkün olamadı. Haricen yaptığımız araştırma ve yaşlılardan aldığımız bilgilere göre, Mahmutoğlu ailesinden olan Hatice, Köseletaşı Köyü’nden Osman adında birisi ile evlenir. Bu evlilikten, Gülizar adında bir kızı olur. Osman’ın ölümü üzerine, Hatice, kızı Gülizar’ı da yanına alarak, baba evine geri döner. Gülizar evlenme yaşına gelince, Dursun Çavuş ile evlendirirler. Hatice yalnız ve dul olduğu için, Dursun Çavuş içgüveyi olarak aileye alınır. Dursun Çavuş’un dedeleri de Şavşat Meydancık’tan, muhacir Numanoğulları’ ndandır. Numanoğulları’nın bilinen bir aile lakabı da “Kürdigüze”dir. Şavşat ve yöresi ile ilgili araştırmalarımız sırasında, bu lakap ile tanınan ve bilinen bazı ailelerin, bu yörede yaşadıkları yolunda bilgilere rastladık.

Soyadı Kanunu ile Şentürk soyadını alan ailenin, Hamidiye’de yaşayan ve burada ölen aile büyüğü, Dursun Çavuş’tur.

Dursun Çavuş, genç yaşında gurbete çıkmış, uzun yıllar Zonguldak’ta kömür tevzi ve dağıtım işinde idareci olarak çalışmıştır. Onların Zonguldak’ta bulunduğu zamanlarda, Zonguldak’a çalışmaya gelenler Dursun Çavuş’u bulurlardı. Rahmetlinin herkese iyiliği dokunmuştur. Uzaktan yakından, akrabası olsun olmasın herkese yardımcı olur, bir iş bulup çalışıncaya, yatacak yer temin edinceye kadar evinde yatırır, yedirir, içirirdi. Okumaya çok meraklı idi. Okuyan gençlere kol kanat gererdi. Zonguldak’ta, Mehmet Çelikel Lisesi’nde okuyan emekli orman mühendisi Asım Gür’ün, Dursun Çavuş’un evinde yatıp kalktığını hatırlıyorum.

Gerek çalıştığı iş yerinde, gerekse yaşadığı çevrede ilişkileri çok iyiydi. İşsiz kalan, hasta olan, köyden hastası gelen, kavga edip karakola düşen, ona koşardı.

Çocukları da, torunları da okuyup belli mevkilere yükseldiler. Dursun Çavuş, Zonguldak’tan emekli olduktan sonra, köye yerleşti. Rahmetli babam Süleyman Kaplan ile hem Zonguldak’tan hem de köyden, iki kadim dosttular.


Dursun Çavuş "Şentürk"

Türkeli ilçesi nüfusuna kayıtlıdır. Baba tarafından Numanoğulları olarak anılırlar. Meydancık nahiyesi köylerinden muhacir geldikleri bu bölgede 'kürdügize' lakabı ile tanınmaktadırlar. Dursun Çavuş Hamidiye Köyü'ne içgüvey olarak gelmiş, Mahmutoğlu Nene'nin torunu Hatice'nin kızı Gülizar'la evlenmiştir. Uzun yıllar Zonguldak kömür işletmelerinde çalıştıktan sonra emekli olup köye yerleşmiştir.

Hiç yorum yok: