24 Haziran 2008 Salı

3. MALİK ÖLDÜ!..

İlkbahar köyde çift sürme zamanı, rahmetli Zekeriya Yaşar, sabah erkenden öküzleri koşar. Yarım evlek kadar sürmüş sürmemiş ki, Karamanlar’dan Tavşan Ahmet’in Hilmi Gedik’in, hızlı adımlarla geldiğini görür.

- Kolay gelsin dayı, diye seslenir Hilmi. Zekeriya Amca selamı aldıktan sonra sorar:
- Böyle sabah sabah nereye gidiyorsun?
- Sorma amuca, Koca Malik bu gece sizlere ömür vefat etmiş, ben çarşıya kefen almaya gidiyorum.

Hilmi koşarak uzaklaşırken, cenaze lafını duyan Zekeriya Amca öküzleri salıverir, eve gidip üstünü başını değiştirir, yakın komşulara da haber gönderir. Atmeydanı’ndaki komşular birer ikişer toplanırlar, cenaze evine gitmek üzere yola çıkarlar. Yarı yola geldiklerinde, bir de görürler ki Malik Amca öküzler önünde, boyunduruk omzunda çift sürmeye gidiyor. Kalabalığı Malik’ten, Malik de kalabalıktan ötürü şaşkın bakarken, Zekeriya Amca:

- Ulan Malik, sen ölmedin mi, seni öldü dediler, biz cenazeye geliyoruz, sen nereye gidiyorsun, deyince, Malik Amca hayretle:
- O da nereden çıktı yahu, diye sorar.
- Gedikoğlu Hilmi söyledi, deyince, Malik Amca omzundaki boyunduruğu indirip yere bırakır.
- Hele şu ağzına yaptığımın... diyerek söylenmeye başlar.

Hilmi, uzun zaman Zekeriya Amca’ya ve Malik’e görünmez. Fakat yapılan bu şaka, aradan yıllar geçse de unutulmaz.

Hilmi Gedik’e bu olayı sorduğumda, gülerek anlattı. “Zekeriya’dan korkuma, tam bir sene Melhenler Dağı’na ne sığır kovdum ne de oduna gittim” dedi.

Hiç yorum yok: