26 Haziran 2008 Perşembe

9. BÖLÜM: HAMİDİYE KÖYÜ'NDE SOSYAL YAŞAM

1. EVLİLİK VE AİLE HAYATI

Muhacirlerin iskanı sırasında bazı bölgelere aynı ırktan ve aynı bölgeden gelen göçmenlerin, kalabalık gruplar halinde yerleştirilmesi, bunların örf, adet ve ananelerini uzun zaman sürdürmelerine imkan vermiştir. Kendi iç dünyalarında kalarak, çevre ile zorunlu haller dışında ilişki kurmaya ihtiyaç duymadılar.

Abaza ve Çerkez kavimlerinde, yakın akraba evliliğine sıcak bakılmadığından, bunlar uzaklarda da olsa kendi aşiretlerinden kız alıp vererek, geleneklerini korumuşlardır. Bursa, Gemlik, İnegöl, Adapazarı ve İzmit bölgelerinden iskan edilen Gürcüler de bu geleneğe bağlı kalmışlar, uzun zaman dışarıdan kız almamışlardır. Çok büyük zorluklar olmadıkça da dışarıya kız vermemişlerdir.

Abaza ve Çerkezler’de sık sık görülen kız kaçırılması veya kızın kendisinin rızasıyla kaçması olayı Gürcü ailelerde yok denebilecek kadar azdır.

Yakın çevresinde, kendi kavminden veya ırkından insanların bulunmadığı bölgelerde ise içe dönük aile yapısı uzun zaman korunamamıştır. Çok nadir olmakla beraber, Hamidiye sakinlerinin birinci ve ikinci kuşağında, dışarıya kız verildiği görülmektedir. Bunun nedeni ise çevre köyler ve köylülerle hısımlık bağı kurarak, bazı sorunların çözülmesi arzusudur. Mesela birinci kuşaktan Mamatlara bir kızın verilmesi, yayla meselesinin çözümünü sağlayabilir. Yine çevreden ve yakın köylerden kız alınıp verilmesi, komşuluk ilişkilerinde yumuşamaya dönük bir siyasetin uygulanması olarak görülebilir. Bütün bunlara rağmen Hamidiye Köyü, uzun zaman kendi içine dönük aile yapısını korumuş, ancak üçüncü kuşaktan sonra Gürcü olmayanlara kız vermiş, Gürcü olmayanlardan gelin almıştır.

Köyün sosyolojik yapısını incelediğimizde, tek eşlilik aile oluşumunda etkili görülmektedir. Bununla beraber birinci ve ikinci kuşakta görülen iki ve daha fazla kadınla evliliklerin nedenleri, kocaları savaşlarda ölen dul kadınları nikahlayarak, çocuklarına ve kendisine sahip çıkmaya, zaten az olan arazinin parçalanmamasına yöneliktir.

Zira çoğu zaman, erkekler askere geç gitsin diye küçük, kızlar ise okula gönderilmemek için büyük yazdırılırdı. Büyük dedelerimizin muhacir oldukları topraklarda, kadın erkek arasında mutaassıplığa varacak derecede kaç göç yoktu. Köyün kurulduğu ve kendi kültürü, örf adet ve ananelerinin yaşatıldığı dönemlerde de, kaç göç yoktur, olmadığını yaşlılar anlatmaktadırlar. Zamanla çevre köylerin kültürü ile kaynaşma yoğunlaşınca, gelenekler unutulmaya başlandı.

Hiç yorum yok: