29 Haziran 2008 Pazar

2. HAMİDİYE KÖYÜ’NÜN ARAZİ YAPISI

Çağlar Çayı kıyısından başlayarak, Köklük Boğazı ve Gölebe’ye kadar uzanan Hamidiye Köyü, zirai bakımdan verimsiz bir araziye sahiptir. Tarlaların büyük çoğunluğu, köylülerin ormanları keserek açtıkları topraklardır. Arazinin engebeli olmasından dolayı, ekim işi iptidai usullerle yapılmakta, toprak karasabanla aktarılmaktadır. Genç nüfusun son yıllarda büyük şehirlerde yaşamaya başlaması yüzünden, köyde kayda değer bir zirai üretim yapılmamaktadır.

Son yıllarda bazı tarlalar traktörle sürülmekte ise de bu işi köyde yaşamakta ısrar eden yaşlılar, kendilerine bir uğraş olarak yapmaktadır. Eskiden her evde, 15-20 baş küçük-büyük baş hayvan bakılırdı. Bunların gübreleri tarlalara serilir, toprağın verimi artırılmaya çalışılırdı. Son yıllarda kimyasal gübre kullanımının artması, hayvan sayısının da azalması, arazinin verimini düşürmüştür. Şimdilerde ise köyde kalanlar, küçük bir tarlayı ekip biçmekte, yanında ufak bir bostan yaparak, kendi ihtiyaçlarına yetecek kadar sebze yetiştirmektedir.

Köyün ilk mahallesi olan İlyas Mahallesi ile en yukarıdaki Kabalakdüzü Mahallesi arasında, hissedilir bir rakım farkı bulunmaktadır. Hemen hemen deniz seviyesinde sayılabilecek aşağı mahalle ile aralarında 550 metre rakım farkı olduğu görülür. Bu nedenle aşağı mahallede ekinler, meyveler daha erken olgunlaşır. Dutlar, kirazlar, incirler, aşağı mahallede biterken, yukarıda yeni yeni olgunlaşmaya başlar.

Kabalakdüzü’nde, yakın zamanlara kadar incir meyvesi, olmuyor, diye dikilmezdi. Son yıllarda birkaç ailenin bahçesinde yetiştirilen ağaçların meyve verdiği görülmektedir. Kokulu kara üzüm, barakay armudu gibi bazı meyvelerin yenileri dikilmediği, olanlarına da gereken bakım yapılmadığı için, cinsi tükenmek üzeredir.

Köyün her mahallesinde, bazı yerlere verilmiş olan isimler dikkat çekmektedir. Atmeydanı ile Çelebiler arasında sınır sayılan “Hasan Deresi” ismi, Ak Hasanın adından esinlenerek konulmuştur. Katip Mahallesi ile Tarakçılar Mahallesi arasındaki derenin adı “Değirmenderesi”dir. Bu dereye, üzerinde bulunan ve genellikle kışın kullanılan değirmenden dolayı bu isim verilmiştir. Aynı şekilde Kabalakdüzü’nde de, mahallenin hemen altından geçen dereye, üzerine kurulan değirmen nedeniyle “Değirmen deresi” denilmiştir.

Yine Köklük Boğazı’nı geçip ormana girdiğinizde, mantar toplayanların çok iyi bildiği “Şakir Emiya’nın Tezgahı” denilen bir bölge vardır. Buraya, Kabalakdüzü’ndeki Deli Hüseyin Dede’nin oğlu, seferberlik gazisi Topal Şakir’in, hızar biçmek için kurduğu tezgahlarından dolayı bu isim verilmiş ve burası 70-80 yılı aşkın zamandır aynı isimle anılır olmuştur.

Bazı tarla ve bostan isimleri de ilginçtir. Gağma Bostan, Kasliyen Kana, Çalay, Topala Kana gibi yer adları halen kullanılmaktadır.

Aşağıköy’den Kemal Acar’ın babasının kurup uzun yıllar da işlettiği değirmenin “Mehmet Usta’nın Hasan’ın Değirmeni” olarak bilinen adı, işletenlerinin ve sahiplerinin değişmesine rağmen, hala aynı adla bilinmektedir.

Köyün dört mahallesinde de akar su yoktur. Aşağı mahallenin çay kıyısındaki bostan ve küçük tarlalarını saymazsak, akar su ile sulanan arazi yoktur. İçme suyu sorunu büyük ölçüde giderilmiştir. Kabalakdüzü, Katip Mahallesi ve İlyas Mahallesi sakinleri, içme ve kullanmada, orman içlerindeki kaynaklardan getirdikleri suyu kullanmaktadır. Atmeydanı Mahallesi’nde de hemen her evin önünde çeşme veya kuyu vardır. Genelde su sıkıntısı çekilmez, ancak su, bahçe ve tarla sulamada kullanılacak kadar bol değildir. Burada bazı su kaynaklarının, sıcak geçen yaz mevsimlerinde azaldığı, hatta tamamen kuruduğu görülür.

Kabalakdüzü Mahallesi’nin suyu, 1978 yılında, o zamanki imkanlar kullanılarak Bataklar mevkiinden getirilmiş, Gölebe’deki kaynak da bu suya alınarak, getirilen su, 16 haneye eşit olarak taksim edilmiştir.

1996-1997 yıllarında Katip Mahallesi sakinleri birleşerek, köye yaklaşık 12 km. uzaklıktaki “Ayı Gölü” mevkiinden, orman içindeki su kaynaklarını bir araya toplayıp su getirdiler. Mahallenin üst yanına yaptırdıkları 110 tonluk depodan, evlere su bağladılar. Katip Mahallesi’nin İstanbul’da çalışan gençleri, bu suyun getirilmesinde hem maddi hem de bedeni olarak katkıda bulundular. Bilhassa boruların kanallara gömülmesinde, mevsimin bütün olumsuzluklarına rağmen yağmur, çamur, soğuk demeden çalıştılar. Gençlerin bu hareketi ve köylerine olan hizmeti, il ve ilçe yöneticileri tarafından takdirle karşılanmış, köyümüzün birlik ve beraberlik içinde sergiledikleri bu çalışmalar, bazı devlet hizmetlerinin yerine getirilmesinde öncelik alınmasını sağlamıştır.

İlyas Mahallesi dışındaki üç mahallenin, Kastamonu- Çatalzeytin karayolu ile bağlantısı bulunmaktadır. Karayolu ile mahalleler arasındaki tali yollar, kullanılır durumdadır. Geçtiğimiz yıllarda, buraların alt yapısı yeniden gözden geçirilmiş, dere yataklarındaki menfezler yenilenmiş, dozer ve greyder yardımı ile bazı yerlerde genişletilme yapılmıştır. Zemin düzeltilerek altyapı malzemesi dökülmüştür.

Ancak İlyas Mahallesi ile Atmeydanı Mahallesi’ni birbirine bağlayacak olan yol, yıllardan beri açılamamıştır. Bu mahallenin ilçe merkezi ile ulaşımı, Kayadibi, Çağlar, Kaymazlar grup yolu olarak kullanılan güzergahtan yapılmaktadır. Köyün öteki mahallerine gelmek için ilçe merkezine inmeleri gerekmektedir.

Oysa Atmeydanı ile İlyas Mahallesi arasında yapılması düşünülen yolun uzunluğu, en uygun güzergahta 1-1,5 kilometreyi geçmemektedir. Bu yolun açılması durumunda, İlyas Mahallesi’nden en yukarıdaki Kabalakdüzü Mahallesi’ne ulaşım çok kolaylaşacaktır.

Yaklaşık 25-30 yıldan beri ekilip biçilmeyen, her yanını diken kaplayan tarlalar boş durmaktadır. Ekilse bile yapılan masrafa değmeyecek kadar ürün alma imkanı bulunan araziden yol geçirilmesine izin vermeyen bazı ailelerin, bu davranışlarının nedeni anlaşılamamaktadır. Bu konuda yaşlılar anlayış göstermemekte, yıllardır ekip biçmedikleri, hatta içinden bile geçmedikleri, neredeyse orman haline dönüşen bu verimsiz topraklara anlamsız bir bağlılık göstermektedirler. Gurbetteki gençlerin de, yılda bir veya iki defa tatil için geldikleri, hatta bazılarının yıllardır uğramadıkları köylerindeki bu önemli sorundan haberleri yoktur. Olanlar da büyüklerinin etkisinden ve sözünden çıkmamaktadır.

Bu yolun açılması konusu, Köy Hizmetleri Müdürlüğü tarafından zaman zaman programa alınmasına rağmen, tarla sahiplerinin olumsuz tutumları yüzünden gerçekleştirilememiştir. Hamidiye köyü gençlerinin her konuda olduğu gibi bu konuda da bir araya gelerek, sorunu çözmeleri gerekmektedir.

Eski valilerden Halil Rıfat Paşa “Gidemediğin yer, senin değildir” sözünü, köy yolları için söylemiştir.

Hiç yorum yok: