30 Haziran 2008 Pazartesi

3. BELİRLENEN İSKAN ALANLARI VE UYGULANAN POLİTİKALAR

Muhacirlerin, öncelikle devlete ait boş arazilere iskanları öngörülmüştü. Bunun yanı sıra özel vakıf arazilerine, yine devlete ait büyük çiftlik arazilerinin işlenmeyen kısımlarına yerleştirilmeleri düşünülüyordu.

1873 yılında, Samsun Bafra kazası hudutları içinde bulunan KUMCAĞIZ mevkiindeki İKİZ çiftliğinin yarısında, muhacirlere 150 hanelik göçmen köyü kurulmuştur. Ancak verilen arazi, ziraatlarına yetmediği için, çiftliğin diğer yarısı, sahibi olan Sivaslı Hacı Abdioğlu’ndan yüzyirmibin kuruş bedelle, devlet tarafından satın alınıp muhacirlere verildi.

Muhacirlerin iskanından sonra kendilerine verilen toprağın bölüşümü de bir esasa bağlanmıştı. Arazi Kanunu’nun 131.maddesi hükmünce; bir çift hayvanla sürülebilecek arazi, ala (sulak) yerden 70-80 dönüm, evsaf yerden 100 dönüm, edna (kıraç) yerden 130 dönüm kadar olması karara bağlanarak, hakkaniyet ölçülerine uyulmasına özen gösterildi.

Adapazarı, Bursa, Balıkesir vilayetlerinde bulunan bir kısım vakıf arazileri de bu dönemde muhacirlere tahsis edildi. Adapazarı’ndaki KULAKSIZ çitliğinin, vakıf dahilindeki arazilerinin kullanılmayan kısımları da yukarıdaki ölçülere göre göçmenlere verildi.

Bursa vilayetindeki Murat Hüdavendigar Vakfı’na ait YAPAĞI Çiftliği de muhacirlere paylaştırılarak, ziraata geçirilmesi sağlanmış, ayrıca devlete ait EMLAK-I HÜMAYUN çiftlikleri de öncelikle muhacirlere verilmiştir. Bundan maksat, sahipsiz kalmış tarıma son derece elverişli, verimli arazilerin işletilerek değerlendirilmesidir.

1862 yılında, Tokat Vilayeti Erbaa Kazası dahilindeki emlaki hümayun çiftliklerinden Sazlıbosna çiftliğinin boş arazilerine, kırım göçmenleri yerleştirilmiştir.

Çiftlikte bulunan ziraat aletlerinden ve koşumluk hayvanlardan göçmenlerin faydalanması sağlanarak, iki haneye bir çift koşumluk hayvan verilmiştir. Çiftlik arazisine yerleşen göçmen ailelerden, işlerini yoluna koyuncaya kadar, üç sene ÖŞÜR alınmasını ve de kendilerine verilen arazileri başkalarına satmalarını ve devretmelerini yasaklayan şartlar bulunuyordu.

Gerek emlak-i hümayun çiftliklerine gerekse devlete ait boş arazilere iskan edilen muhacirler ile daha önceden buraların yakınlarında bulunan köylüler arasında, sınır anlaşmazlıkları başladı. 1865 yılından itibaren artan sınır anlaşmazlıkları nedeniyle zaman zaman silahlı sopalı kavgalar çıkmış, devlet, sınır sorunlarını çözmekte sıkıntılar çekmiştir.

Tekfurdağı (Tekirdağ) sancağının Yakuplu Çiftliği ve bu bölgede çiftliğe komşu olan Şehban Köyü’ne iskan edilen Kırım göçmenleri ile yine bu bölgeye iskan edilen diğer muhacirler arasında meydana gelen sınır anlaşmazlıkları yıllarca sürdü.

Hiç yorum yok: