29 Haziran 2008 Pazar

4. AT MEYDANI MAHALLESİ

Kırım Savaşı’ndan sonra, topraklarından sürgün edilen Kırım Tatarları ve bölgedeki diğer Müslüman ahali, Karadeniz kıyılarına gelerek, küçük küçük köyler kurdular. 40-50 yıl buralarda kalan Kırım göçmenleri, zamanla Anadolu’nun iç kısımlarında iskan edilince köyleri boş kaldı. Bazı aileler de denize yakın yerlere yerleştiler. Bu ailelerden bazılarının, Çatalzeytin çevresindeki birkaç köyde, üçer beşer hane iskan edildiği, bilahare bazı ailelerin köylerini ve topraklarını bırakarak, başka yerlere göç ettiklerini, araştırmalarımız sırasında tespit ettik.

Terk edilen bu topraklarda, 93 harbinden sonra Batum ve Acara’dan gelen göçmenlerin bazıları iskan edildiler. İnebolu Muhacir İskan Komisyonu tarafından bölgede belirlenen iskan yerlerine gönderilen Gürcü göçmenler Sinop, Gerze, Erfelek, Ayancık taraflarına dağıldılar. Çatalzeytin’e de daha önce iskan edilen 10 ailenin yaşadığı bölgedeki, At Meydanı mevkiindeki araziye iskan edilmek üzere, 20’ye yakın Acara göçmeni gönderildi.

Atmeydanı’na gelen muhacir kafilesinin başında, Azizoğullarından Ak Hasan bulunuyordu. Bölgedeki arazinin gelen göçmenlere yetmeyeceği anlaşılınca, bunlardan bazıları Akçay’ın öte yakasındaki, bugün Türkeli kazası sınırlarında kalan topraklara yerleştiler. Atmeydanı’nda dokuz aile yerleşti. Bunların bazı akrabaları ise Çatle, Hasandağı, Suluçukur taraflarına gittiler.

Atmeydanı’na yerleşen aileler:

1- İdrisoğlu Ak Hasan,
2- İdrisoğlu Kara Süleyman,
3- Alioğullarından Yunus,
4- Alioğullarından Sefer,
5- Azizoğullarından Mercan,
6- Eminağa,
7- Hafızoğullarından Ömer Efendi,
8- Şakiroğullarından Şakir,
9- Mahmutoğlu Sarı Hasan.

Nüfus kayıtlarındaki bilgilere göre, 1881 yılında buraya iskan edilen Acara Gürcülerinden oluşan dokuz aile, Hamidiye Köyü’nün ikinci mahallesini kurmuş oldular.

Mahalle adlarının kimler tarafından verildiği bilinmiyor. Çevredeki köylerde yaşayanların anlattıklarına göre, Atmeydanı’nın esas adının “Et Meydanı” olduğu, eskiden burada pazar kurulduğu, et kesilip satıldığı için bu isimle anıldığı söylense de bu anlatımı doğrulayacak bir kalıntı ve belge bulunamamıştır. Zamanla burada yaşayan Kırım ve Tatar göçmenlerinin, atlarını boş tarlalara bıraktıkları, başıboş hayvanların buralarda yayıldığı, bunun için At- meydanı olarak isimlendirildiği de anlatılanlar arasındadır. İkinci anlatım daha mantıklı ve akla yatkın gelmektedir. Zira Tatarların at merakı ve sevgisi ile at yetiştirme becerileri düşünüldüğünde, “Atmeydanı” adının bu dönemde konulduğu fikri akla yatkındır.

Atmeydanı’na yerleşenler ile İlyas Mahallesi’ndeki Hafız Mehmet ve komşuları arasında, zaman zaman tarla sınırı yüzünden ufak tefek anlaşmazlıklar görülmüşse de her iki tarafın büyükleri araya girerek, bu anlaşmazlıkları büyümeden hallettiler. Aynı dili konuşmaları ve aynı coğrafik bölgeden gelmeleri, kendi aralarında çabuk kaynaşmalarını sağladı. Ayrıca çevredeki yerleşik ahalinin göçmenlere gösterebilecekleri tepkilere karşı, birlik ve beraberlik içinde olmalarının gerekli olduğunu görerek, zaman zaman oluşan olumsuz tepkiler karşısında birlikte hareket ettiler.

Atmeydanı’nda yerleşen Emin Ağa’nın nüfus kayıtlarını incelediğimizde, soyunu sürdürecek çocuğu olmadığı için hakkında fazla bir bilgiye ulaşamadık. Bilinen tek hikaye, Emin Ağa’nın, Ak Hasan tarafından, kadın meselesi yüzünden öldürülmesidir.

“Emin Ağa’nın karısı Ayşe ile ilişkisi olduğu söylenen Ak Hasan, Ayşe’nin de yardımı ile Emin Ağa’yı pusuya düşürüp öldürmüş, Ayşe’yi de imam nikahı ile almış, Emin Ağa’nın oğlu Cemal ile de kızı Kezban’ı evlendirip, Emin Ağa’nın arazilerine el koymuş. Cemal’in seferberlikte askere alınması ve geriye dönmemesi, kendisinden de bir haber alınamaması üzerine, karısı Kezban’ın baba evine döndüğü anlatılmaktadır.”

İlyas Mahallesi’ne yerleşen Avcıoğullarından, Şakir’in oğlu Süleyman’ın Atmeydan’ında yerleştiğini görüyoruz. Ancak bu gelişin nedeni ile ilgili yeterli bilgi edinemedik.

Hiç yorum yok: